Tallinn’de Pikk 17 adresinde bulunan Estonya Tarih Müzesi, Estonya’nın varolduğu ilk zamanlardan itibaren olan sürece dair aydınlatıcı bilgiler veriyor.
Müzeye giriş yaptığınızda karşınıza Estonya’nın tarihte yer almasından günümüze kadar olan süreci interaktif bir şekilde öğrenebileceğiniz ekranlar çıkıyor. Dokunmatik ekranlar ve interaktif haritalar sayesinde Estonya’nın nasıl varolduğunu, gelişim süreçleriyle birlikte izlemeniz mümkün.
Estonya topraklarında insan yaşamının 11,000 yıl öncesine dayandığını anlatıyor bilgi panoları. 8. ve 11. yüzyıllar arasında Estonya bölgesi, vikinglerin yaşadığı dönem olarak biliniyor. Estonya’nın haritalarda yer alması ise 700 yıl öncesine dayanıyor. Al-Idrisi adındaki bir Arap kartograf ise çizdiği bir dünya haritasında Estonya’dan Astlanda olarak bahsediyor.
Baltık denizinin ticaret yönünden önemsenmeye başlanmasıyla birlikte Estonya, 14. yüzyıldaki haritalarda net bir şekilde görülebiliyor. Bilinen en eski harita 1320 yılında Pietro Vesconte’un çizdiği haritadır. Bu haritada Estonya’nın adı geçiyor. Sonrasında Alman kartograf Nicolaus Germanus, 1467 yılında revize ettiği haritada Estonya, yerini dünya haritalarında net bir şekilde buluyor.
Estonya’nın dünya haritaları tarihindeki yerini anladıktan sonra yine aynı odada, Estonya topraklarında geçmişten günümüze kadar olan süreçte yaşayan insanların giydikleri ayakkabıların ve çeşitli objelerin kronolojik olarak sıralandığı bir vitrinle karşılaşıyoruz.
Devam ettiğimizde karşımıza büyükçe bir salon çıkıyor. Estonya tarihinde yer alan birçok objeyi buradaki cam vitrinlerin içinde görmeniz mümkün.
Estonyalıların Avrupa’daki en mutsuz topluluklardan biri olduğu da belirtiliyor bu salonda. Bunun en önemli nedeni uzun bir süre kendi topraklarında başkalarıymış gibi yaşamaları ve otoritenin sürekli olarak el değiştirmeleri olduğu söylenebilir. Her ne kadar 1918 yılında bağımsızlıklarını ilan etmiş olsalar da araya giren 2. Dünya Savaşı neticesinde korku dolu yıllar geçirmişlerdir. Ancak neredeyse son 20 yıldır bağımsızlıklarını yaşayabilmekteler.
Salonda yer alan tarihi kitaplar, savaşlarda kullanılan mızrak uçları, kullanılan takılar, giysiler görülmeye değer vitrinler arasında.
Müzenin alt katının bir kısmında savaşlarda kullanılan silahlar ve savaş ekipmanları sergileniyor. Odalara girdiğinizde savaş, top ve tüfek sesleri siz silahları incelerken size eşlik ediyor. Alt katın diğer kısmında ise etkileşimli bir oyun alanı bulunuyor. Çekmeceleri inceliyor, dolaplara bakıyor ve sıradanlıktan kurtularak farklı şeyler öğrenebiliyorsunuz. Tallinn’de Old Town’da bulunan bu müzeye en az iki saatinizi mutlaka ayırmalısınız.Yazı kaynağı: https://www.rotasenin.com/estonya/