Estonya’dan Bir Masal! – Burak ile Yoga

Estonya’da masalları aratmayan günlerime tanık olmaya hazır mısınız?

Sıradan Bir Gün

Estonya’ya gidiş amacım Kuzey Avrupa’nın en köklü yerel müzik festivali olan Viljandi Folk Music Festival’da sahne alan arkadaşımı dinlemekti, fakat festivale 15 gün vardı ve bunun 10 günü bir ailenin yanında gönüllülük yapmaya gitmemle başladı masal!

Iisak ve Maris adlı çiftin evine konuk oldum, en yakın eve 2 km uzakta ormanın içinde harabeyi andıran bir ev edinmişler ve orayı yaşanabilir bir hale getirmek için desteğe ihtiyaçları vardı. Ambarın bir odasında onlar kalıyor, bir odasını mutfak ve oturma odası olarak kullanıyorduk ve ben ahırın çatı katında samanların üstünde uyuyordum.  Güneşin doğmasıyla kuşlar, kuşların uyanmasıyla da biz ayaklanıyorduk. Müzisyen olan  Iisak ile yaptığımız müzikler, bana yerel enstrümanları olan konnel’i çalmayı öğretmeleri, her yağmurun ardından ormana cüce kız mantarı toplamaya gidişimiz, kışa hazırlık için yaban mersini, bektaşi üzümü toplayışımız gibi günlük işlerin yanı sıra iki güne bir saunada rahatlamayı ihmal etmediğimiz ve ardından sulara ve çimenlere atladığımız nefis günleri anlatmaya kalksam sayfalar yetmeyecektir. Asıl anlatmak istediğim bu insanlar neden 800 kişinin yaşadığı bir şehirde yaşarken orayı terk edip bir ormana yerleşmek istemeleri.

Orada bulunduğum bir gün terk ettikleri şehri çok merak ettiğim için bisikletle oraya gittim, en fazla üç katlı evler, birkaç market, bir müze, festival alanı, göl ve etrafında yürüyüş yolu, bisiklet yolu olan sakin mi sakin bir kasaba! Çoğumuzun huzuru bulacağına emin olduğum bir yer. Bu insanlar ise orada doğa ile iç içe olamamaktan, üretememekten, bütün olamamaktan şikayetçi olup kendi besinlerini yetiştirebildikleri ve ya ormandan toplayabildikleri, yakacaklarını ormandan edinebildikleri, sularını kuyudan içebildikleri kendi kendilerine yetebilen bir yaşamın peşindeler. Yeniden inşa edecekleri ev için eski yıkık evden toplayabildiğimiz kadar odun, çivi, cam malzemeleri toplayıp ayrıştırmak, eski tuğlaları temizleyip kullanılabilir hale getirmek de günlük işlerimizin bir parçasıydı.

Sadece kendilerini düşünmüyor bu insanlar elbette! Ait oldukları köyde onlarca hane var ve bunların büyük çoğunluğu şehirlerden kırsala yerleşen gençler. Haftada bir toplanıp ne yapacaklarını ciddi şekilde tartıştıktan sonra hayatlarından eksik olamayan müzik ve yemek ile eğlenmeyi de ihmal etmiyorlar. Büyük hedefleri kendi yaşantılarından hiçbir şekilde ödün vermeden köye turizm ile gelir sağlamak ve böylece ek işlerde çalışmak zorunda kalmamaları. Bunu ise ortaklaşa iş bölümü yapabilecekleri, günlük işlerinde ve günlük yaşamlarına turistlerin de dahil olabileceği ve yerel üretimlerini satarak gelir elde edebilecekleri bir model oluşturmak. Ayrıca yakın zamanda çocuklar okul çağına geleceğinden onları sınıflara tıkmak istemiyorlar, doğada eğitim verebilecekleri modelleri araştırıp Estonya yasalarına uygun şekilde nasıl bir eğitim modeli geliştirebileceklerini de düşünüyorlar.

Bu insanların yaşamlarını paylaşmak, onlarla doğanın şarkısına eşlik etmek tarif edilemez bir duygu. Kendi kendine yetebilen bağımsız hayatları gördükçe içimdeki tohumlar filizleniyor ve ben var oluşun şarkısına eşlik ediyorum. Bağımsızlık mutluluktur!

Sıradan Bir Gün

Ev

Günlük Hasılat

Iisak ve Maris
Bisiklet Turu

Yazı kaynağı: https://burakbilen.wordpress.com/2015/08/14/estonyadan-bir-masal/

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et