Tallin, Estonya’nın başkenti ve en büyük şehridir. Helsinki’nin 70-80 kilometre güneyinde bulunur. Öncelikle belirtmek lazım ki bu şehri gözünüzde büyütmeyin. Bi İstanbul, Ankara görmüş birine göre bura şehir bile sayılmaz. Tallin’i gezmek için 5-6 saatim oldu ve bu süre yetti, hatta sonlara doğru sıkıldık bile. Bu bahsettiğim yer “Kesklinn” isimli merkez semt – yani en ünlü yerleri.
Tallin 2011’de yani geçen yıl Avrupa Kültür Başkenti seçildi. E hal böyle olunca da beklentiler büyük oluyor ama o beklentileri bi kenara bırakın. Bu kadar da kötülemek doğru mu bilmiyorum fakat şöyle izah edeyim. Şehir doğal yapısı bakımından çok hoş, medieval tarzı ve konseptini her yerde görebiliyorsunuz – merkezde ki tüm barlar, restoranlar bile buna sadık kalınarak düzenlenmiş. Ama gel gelelim ki bu adamlar turizm yapmayı pek öğrenememişler (bizim gibi), müzecilik çok başarısız, müzelerde İskandinav’ya da alıştığımız “exhibition” olayı yok, şehir de yol yordam sormak çok zor-çoğu İngilizce bilmiyor ve dahası.
Nasıl gidilir?
Lennart Meri hava alanı şehir merkezine çok yakın. EasyJet, RyanAir vb. firmaları kullanabilirsiniz. Stockholm Skavsta’dan ve Oslo Rygge’den Tallin’e RyanAir’in uçuşları var.
En güzel seyahat yolu ise Baltık denizi üzerinde ki gemileri kullanmak. Stockholm’den sabah 18:00’da biniyorsunuz, ertesi gün 10.00’da Tallin’de oluyorsunuz. Gemide geçireceğiniz 16-17 saat süresince sıkılacağınızı sanmıyorum. Geminin içinde asansörle geziyorsunuz, 10 kat var, boyutlarını anlamanız açısından. Tamam, çok büyük – okyanus gemileri gibi değil ama yine de öyle ufak bi feribot’ta değil. İçeride restoranlar, disko, sauna, marketler, tax-free market, ufak bi kumarhane var.
Hava durumu nasıldır?
Coğrafi konumu itibariyle Tallin’in sıcak olması beklenemez zaten değil mi? Hatta benim İsveç’te bulunduğum şehirden daha soğuk olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hava durumunu takip etmek için bir çok kaynak var ama bunlardan en güvenilir olanı bence Yahoo’nun hava durumu servisi.
Nüfus ve Kültür
Açıkçası kültür hakkında yorum yapacak kadar kalmadım Tallin’de. Estonya’lılar şöyledir böyledir diyemem. Ama bariz ve bilinen bi gerçek var ki Estonya Avrupa’dan daha çok Rusya etkisi altında kalmış gibi – Avrupa Birliği üyesi olmasına rağmen.
Zaten şehir uzunca bir süre Finlandiya ve Rusya’nın toprağı olduğu için bu çok normal bi durum. Hala şehir nüfusunun %38’ini Rus’lar oluşturuyor, diğer büyük azınlıklar ise Ukrayna’lılar ve Belarus’lular.
Gezilecek – Görülecek Yerler
İsveç’ten sonra Tallin oldukça ucuz geldi bana. Türkiye’yle tam karşılaştırma yapamadım ama yine de tüm Doğu bloğu ülkeleri gibi ucuz olması gerekiyor yine de.
- St. Olaf Kilisesi – uzunca bir zaman dünyanın en yüksek yapısı unvanını korumuş olan yapı. İskandinav kiliselerine alışkınsanız burası da size yavan gelecek yerlerden. İçinde daha çok şey olsun isterdim.
- Kiek in de Kök – Tallin savunmasının toplarla yapıldığı kule.
- Kadriorg Parkı ve Kadriorg Sarayı – Tallin’in en büyük sarayı, bahçeleri güzel.
- Viru Kapısı – Şehre girdiğinizde bu kapıyı görmeden geçmeniz zaten pek mümkün değil. İlk resimde gördüğünüz kapı bu aynı zamanda.
- Şehir surları – Viru kapısının sağından ve solundan uzayan surlara 2-3€ gibi bir ücret ödeyerek çıkabilir, şehri daha yüksekten görme şansı yakalayabilirsiniz. 3€’luk bir şey var mı derseniz, bence yok.
- Alexander Nevsky Katedrali – Limanın biraz Güney’inde kalan bu katedral klasik bir Rus mimarisi örneği. İçini gezemedim çünkü kapalıydı.
- St. Catherine Pasajı – Şehir sokaklarında gezerken rastlamanız kuvvetle muhtemel. Tallin aynı bu pasaj gibi pek çok dar-eski sokağa sahip. Orta-çağ meraklısıysanız hoşunuza gidecektir.
- Toompea Kalesi – Alexander Nevsky Katedralinin tam orada ki kale. Gezmenizi öneririm.
- KGB müzesini ziyaret edebilirsiniz. Rus’lar uzunca bir zaman Tallin’de her şeyi dinlemiş, her şeyin istihbaratını yapmış. Rus etkisinde kalan halkların o günleri unutması baya zaman alıyor gibi, bunu hissedebilirsiniz insanlarda.
Ne yapılır?
Old Town’da Orta-çağ konseptine göre düzenlenmiş pek çok kafe ve bar var. Olde Hansa‘yı hala unutamıyorum. İsveç gibi güzellik diyarından gitmeme rağmen garson Estonya kızları beni kendilerine aşık etmekten hiç geri durmadılar :/ Sırf orda ki garsonlar hatrına gidin burda sıcak şarap için.
İsveç’in boya küpü, egosu yüksek – yapay kızlarından sonra Estonya kızlarının masum çekiciliği, daha doğal duruşları, hafif ortaçağ köylüsü tarzları bana acayip çekici geldi.
Not: Aşağıda ki resim Google’dan bulduğum herhangi bir resim, bahsettiğim dillere destan garsonlardan biri değil.
Town Hall Meydanı’nda görülecek – oturup bir şeyler yenip içilecek çok yer var. Fakat buralar biraz turistik olduğu için diğer arka ve ara sokaklara oranla daha pahalı. Gerçi en pahalı yeri bile anca İsveç’in orta-halli yeri fiyatına geliyor – o yüzden sorun yok.
Sokaklarda yerli ablalar el işi örgü bere-kazak-atkı gibi şeyler satıyorlar rengarenk, onlardan alabilirsiniz.
Seyyar arabalarda, orta-çağ kıyafetleri içinde sıcak şarap satanlar şekerleme satanlar göreceksiniz, onlardan alış-veriş yapabilirsiniz.
Yeni şehre mutlaka uğrayın. Tallin yalnızca Orta-Çağ’dan ibaret değil. Yeni şehirde pek çok alışveriş merkezi ve gezilecek mağazalar var. Eğer Finlandiya veya İsveç’ten geliyorsanız buradan kıyafet alabilirsiniz çünkü Estonya bu diğer ülkelere göre çok daha ucuz.
Eğer yolunuz kuzeye düştüyse Tallin’e de uğrayın, en azından bu tarihi savaş dolu, utangaç ve biraz da ezik halka biraz para kazandırın. Zira turistlerin gözünün içine bakıyorlar. Hatta bir müzeye girmek için niyetlendik ama yanımızda € yoktu, geri dönüp bi para çekelim dedik, müze görevlisi abla öyle bir “pleaseeee come back” dedi ki içim cız etti yeminle.
Yazı kaynağı: http://www.serhatdundar.com/tag/tallin-estonya-gezilecek-yerler