Sevgili Tallinn halkı, Tallinn gezi rehberi yazmaya başlamadan önce şöyle genel olarak bi’ size seslenelim, bi’ gerginliğimizi atalım istiyoruz. Var olan tüm özgüvenimizi ortalama bir mercimek, ne bilelim bir bezelye ebatına indirmeye hakkınız var mıydı? Biz gelmişiz güzel güzel şehrinizi gezecek, beldenizi tanıtacağız falan, değdi mi bizi aynalara bakamaz hale getirdiğinize? EYYY TALLINN HALKI, EYYY ESTONYA, bu ne güzellik? Öyle kadınlara özgü bir durumdan bahsetmiyoruz, adamlar milletçe güzel. Sanki yukarılarda bir yerde uzun bir düşünme sürecinden geçilmiş ve birileri “biz bu Estonya halkını komple güzel yapalım ya” demiş, ortaya burası çıkmış gibi. Neyse, herkes nereye gittiğini, neyle karşılaşacağını bilsin, ona göre gidin buralara.
Evet, biraz sinir ve stres attığımıza göre konuya daha makul bir giriş yapabiliriz. Artık insanının güzelliği şehre de mi yansıdı ne oldu bilemiyoruz ama (konuyu geride bırakamıyorlardı) Tallinn’in kendisi de en az insanı kadar güzel. Belki iddialı bir laf olacak ama, Avrupa genelinde gördüğümüz en güzel Old Town bölgelerinden birine sahip desek yeridir mesela. Dolayısıyla Tallinn gezisine çıkma kararı aldıysanız çok iyi karar, tebrik ediyoruz, arkanızdayız.
Tallinn Gezi Rehberi: Tallinn’e Ulaşım Tallinn İçinde Ulaşım
Hadi yine iyisiniz, hadi yine güzelsiniz, İstanbul’dan Tallinn’e direkt uçuş var. Şöyle 3 saat gibi bir sürede şıp diye kendinizi gereğinden fazla güzel insanlar ülkesinin fazlasıyla güzel başkentinde bulabiliyorsunuz. (güzellik travması devam ediyordu…..) Sonrasında ise Tallinn Havaalanı’ndan şehir merkezine ulaşmak için otobüs, tramvay ve taksi seçenekleriniz mevcut. Şayet taksiye binecekseniz Tulika Takso, Tallinnk Takso ya da Airport Taxi firmalarından birine bağlı olan araçlardan seçin, aksi takdirde kazıklanırsınız. Bakın bu kadar da net söyledik. Ben lüks düşkünü bir Kylie Jenner değilim, taksiye ne gerek var diyorsanız o zaman bizce Tallinn Havaalanı’ndan şehir merkezine 4 numaralı tramvay ile ulaşabilirsiniz ki kendisi gece 00:45’e kadar çalışıyor ve yolculuk 15-20 dakika kadar sürüyor. Bilet 2 euro ve tramvayın içinde alabilirsiniz, bilet makinesi arama paniği yaşamaya gerek yok.
Tallinn içinde ulaşım ise gayet kolay, çünkü en sevdiğiniz içinizi titreten aşkınız biricik OitheBlogunuzun her zaman önerdiği gibi küçük şehirler YÜRÜYEREK GEZİLİR. Aslında bize kalırsa büyük şehirler bile öyle gezilir de şimdi gözünüzü korkutmayalım. Şaka bir yana, Tallinn gerçekten yürüyerek gezmeye son derece elverişli bir şehir. Hem küçük, hem yokuşu çok değil, hem çok kalabalık/turistik değil. Ancak tabii ki pes ettiğiniz anlarda otobüstü, tramvaydı, troleybüstü allah ne verdiyse hepsi mevcut. Eğer Tallinn Card alacak olursanız kartınızın geçerli olduğu süre boyunca tüm toplu taşıma araçlarının ücretsiz olacağını da hatırlatalım.
*Helsinki’den Tallinn’e geçecek olursanız ineceğiniz terminalden Old Town’a yürüyerek maksimum 10 dakikada ulaşabilirsiniz. Yolu nasıl bulacağım endişesi yaşamayın, size adeta Yüzüklerin Efendisi’nden fırlamış bir yol tarifinde bulunacağız, şıp diye anlayacaksınız. Karşınızda yükselen KULEYE DOĞRU YÜRÜYÜN. Evet bayağı Frodo’ya yol tarif eder gibi oldu ama, indiğinizde anlayacaksınız. Kule derken yüksekliği ile dikkatinizi çekecek ve tam olarak Old Town’ın göbeği olan St. Nicholas Kilisesi’nin kulesinden bahsediyoruz bu arada, kendisinden aşağıda bahsedeceğiz.
Tallinn Gezi Rehberi: Tallinn’de Konaklama
Biz Tallinn’e her iki ziyaretimizi de Helsinki’den günübirlik olarak gerçekleştirdiğimiz için Tallinn’de konaklama fırsatımız olmadı. Ancak şehir keşiflerimize ve bölgenin aşırı güzelliğinin bize verdiği yetkiye dayanarak size Old Town bölgesinde kalmanızı önereceğiz. Zaten çok da büyük bir şehirde olmadığınız ve pek çok ulaşım seçeneğiniz olduğu için gecesini ve gündüzünü defalarca görmekten müthiş haz alacağınıza emin olduğunuz bir yerde kalmanız bizce gayet iyi bir fikir.
Tallinn’de Ne Yapılır Ne Edilir Tallinn’de Gezilecek Yerler
Yukarıda da söylediğimiz gibi, biz Tallinn’e hep günübirlik geziler gerçekleştirdik, güzellik travmamızı yaşadık, gezdik, dolaştık ve akşamında efendi gibi Helsinki’ye geri döndük, gizlimiz saklımız yok…….. O sebeple normalde yaptığımız gibi öyle daha alternatif, daha lokal noktalarını keşfedebilme fırsatımız oldu desek basbayağı yalan söylemiş, ŞEREFLESSLIK yapmış oluruz. Bu yüzden aşağıda yazdıklarımızın 1-2 tanesi dışında çoğunun bir turistin yerine getirmesi gereken Tallinn questleri olduğunu söyleyebiliriz. Yani yazar burada şunu demek istiyor, şayet yalnızca turistik bir gezi niyetindeyseniz aşağıdakiler size yeter de artar, ancak daha lokal öneriler istiyorsanız bizce aşağıdakilerle sınırlı kalmamalısınız. Şimdi izninizle Tallinn’de gezilecek yerler konusuna geçiş yapalım.
*Town Hall Meydanı (Raekoja Plats)
Konuya en turistik kısımdan girerek bu yükü üstümüzden atıyoruz. Tallinn genelinde görüp görebileceğiniz en güzel meydan kesinlikle Town Hall Square. Zaten rastgele bir turist kafilesinin peşinde takılsanız onlar sizi hiç yol bulmak zorunda kalmadan direkt oraya götürürdü, öyle düşünün. Tallinn’in Eski Şehir bölgesini keşfederken kendinize bu bölgedeki kutup yıldızınız olarak belirleyebileceğiniz bu meydan, birçok Avrupa şehrinde olduğu gibi kafeler ve restoranlar ile çevrili. Tabii turistik açıdan çok popüler olmasının yanı sıra lokaller tarafından da sevilen bir yer, öyle burun kıvırmayın hemen. Christmas Market da bu meydanda kuruluyor, kutlamalar da bu meydanda yapılıyor, konserler de burada gerçekleşiyor.
*Meydanın çok yakınında turistler arasında acayip popüler hale gelmiş bir restoran var: Olde Hansa. Burası Orta Çağ temalı bir restoran ve çalışanların kılık kıyafetinden tutun sizinle konuşma tarzlarına (my lady falan diye hitap etmeler), tabak çanağa, yemeklere kadar her şey bu konseptte. Açıkçası bir noktada sonra aşırı doz Flash TV oyunculuğuna maruz kalıyor gibi hissediyorsunuz ve biraz sinir bozucu bir hale geliyor, ayrıca gerçekten biraz fazla turistik, ancak mantar çorbası o kadar güzel ki, sırf bu sebepten tahammül etmeye çalışarak gidiyoruz. Resmen İstanbul’da evde yayılmış otururken acıkınca aklımıza bu çorba düşüyor, öyle güzel yapıyorlar. Bu arada geyik eti denemek isterseniz o da mevcut, aklınızda bulunsun.
*İlginizi çekerse Avrupa’nın en eski eczanelerinden biri olan “Town Hall Pharmacy” bu meydanda yer alıyor, girip gezebilirsiniz.
*St. Olaf’s Kilisesi
Yukarıda Old Town bölgesinin yerini tespit etmek için kullanabileceğinizi söylediğimiz St. Olaf’s Kilisesi’nin tek işlevi tahmin edebileceğiniz üzere bu değil. Kocaman kulesi ile mutlaka dikkatinizi çekecek olan bu gotik kilise, birçok kaynağa göre bir zamanlar Avrupa’nın en uzun yapısı olarak biliniyormuş. (bir zamanlar derken 1500’lü yıllardan söz ediyoruz tabii) Bu kadar uzun bir kuleyi görünce manzara bağımlısı bir milletin mensupları olarak elbet “e buna çıkılır” diye aklınızdan geçmiştir, doğru tahmin. Kilise kısmına girmek ücretsiz ancak kulenin tepesine çıkmak istiyorsanız 2 euro gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. Duyduğumuz kadarıyla bu tepeye çıkma durumu sadece yaz döneminde mümkün, kışın giderseniz ve açık olmazsa şok olmayın diye söylüyoruz.
*Tallinn Eski Şehir Duvarları Kuleler
Size övüp durduğumuz Eski Şehir bölgesinin bu denli güzel ve etkileyici olmasının temel sebeplerinden biri de harika bir mimariye sahip olmasının yanı sıra, bölgenin gerçekten çok iyi şekilde korunmuş olması. Burayı dolaşırken o Orta Çağ havasını hissetmek ve gözünüzde canlandırmak hiç de zor olmuyor. E bunun temel sebeplerinden biri de tabii ki daldığınız bir sokağın sonunda aniden karşınıza çıkan şehir duvarları. Üzerinden bunca zaman geçmesine rağmen duvarlar ve kulelerin neredeyse yarısı diyebileceğimiz bir kısmı halen olduğu yerde duruyor ve Old Town bölgesini çevreliyor. Sokaktan görmek yetmediyse bu görüntüyü en güzel şekilde yakalayabileceğiniz nokta Patkuli Viewing Platform diye geçiyor, şiddetle öneriyoruz.
*St Catherine’s Passage
Fotoğraf çekmeyi seviyorsanız bayılacağınız bu Game of Thrones seti terk görüntülü güzel sokak bizce Old Town tarafında dolanırken mutlaka uğramanız gereken noktalardan. Yerini bulamazsanız Vene Sokağı ile Müürivahe Sokağı’nı birbirine bağlayan geçit olarak da tarif edebileceğimiz St. Catherine’s Passage Orta Çağ’dan itibaren sanatçıların ve zanaatkarların yaptıkları ürünleri sattığı bir sokak olarak kullanılıyor. Sokak genelinde cam ürünler, çömlek atölyeleri ve minik galeriler ile karşılaşabilirsiniz. Bunların herhangi biri ilginizi çekmiyorsa sizi kınayacak değiliz, hatta bu şekilde anlatılınca açıkçası bizim de pek ilgimizi çekmezdi ama, sırf görüntüsü sebebiyle bu sokaktan şöyle bir geçmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz.
*Buraya kadar gelmişken Vene 6’da yer alan Masters Courtyard’a da bir bakabilirsiniz. Öyle efsanevi bir tarafı yok, yalnızca görsel olarak pek şirin bir avlu ve güzel sıcak çikolatalar yapan bir kafe mevcut. (cümlenin sonunu okuyunca gitme kararı aldınız di mi)
*Kalamaja Bölgesi
Anladık lan Orta Çağ Orta Çağ nereye kadar dediniz ve bir hipster bölgesi mi istiyorsunuz? Alın size Tallinn’in hipster’ı en bol bölgesi, Kalamaja. Bu aralar Tallinnli gençler Kalamaja bölgesine dadanmış durumda. Bu sebeptendir ki türlü türlü kafe, restoran, galeri, mağaza açılmış/açılıyor. Aslında burası Tallinn’in en eski bölgelerinden ve zamanında balıkçıların, denizcilerin yaşadığı bölge olarak biliniyormuş. (Zaten Kalamaja “fish house” anlamına geliyormuş) Sonra 20’li ve 30’lu yıllarda bölgede gezerken sık sık karşınıza çıkacak, mimarisi son derece şirin, ahşap, renkli evler inşa edilmeye başlanmış ve zamanla günümüzdeki hip, popüler haline dönüşmüş. Bu söz ettiğimiz evler “Tallinn houses” olarak geçiyor ve özellikle Salme, Kungla, Valgevase sokaklarında en güzel örnekleri ile karşılaşabilirsiniz. Bu bölgeye gidip sokaklarında cirit atmanız kesinlikle önerimizdir, zaten Old Town’a yürüme mesafesinde olması sebebiyle üşengeçlik edeceğinizi sanmıyoruz. Hazır gitmişken lokal tasarımcılarla tanışmak için Estonian Design House’a, bu aralar şehrin en popüler restoranlarından birini denemek için F-Hoone’ye ve değişik biralar denemek için Pudel Baar’a uğramayı da ihmal etmeyin.
*Telliskivi Creative City
Aslında yukarıda anlattığımız Kalamaja bölgesi dahilinde yer alan Telliskivi Creative City, seveceğinize yüzde 98 oranında (aranızda kötülemeyi seven bir ekip vardır diye korktuk) seveceğinizi düşündüğümüz bir yer, o yüzden ayrıca yazalım istedik. Şöyle bir uzaktan baktığınızda kafanızda How I Met Your Mother’dan Ted’in ses tonu ile “sanırım burayı da böbreklerimi çaldırdığım yer olarak hatırlayacağım” cümlesini duyacağınız bir görüntüsü olsa da değerli Türk düşünürü Serdar Ortaç’ın da bir eserinde söylediği gibi, burası resmen “dışı buz içi balım”……..Adı üzerinde burası bir “creative city” içinde stüdyolar, workshop alanları, galeriler, tasarım dükkanlar, 8+ restoran/kafe ve haftada bir kez kurulan bir bit pazarı bile mevcut. Üstelik yıl boyunca burada 300’ün üzerinde etkinlik gerçekleştiriliyor! İnanabiliyor musunuz, ÜÇ YÜZ nedir yahu? Özetle bizce şöyle yarım gününüzü burayı keşfe ayırıp oradan da Kalamaja keşfine geçiş yapsanız kendinize süper bir gün planlamış olursunuz, alın size Tallinn’deki 1 gününüzün planı.
-Buranın içinde bulunan Cafe Renard’da Coffee Collective kahvesi satılıyor, saldırııııııın.
*Kumu Art Museum
Kalkın biraz müze gezelim hadi. Üstelik sizin de bizim gibi şehirde az zamanınız varsa size tam nokta atışı bir yer söyleyeceğiz. Kumu Art Museum Estonya’nın en büyük sanat müzesi. Üstelik içinde hem klasik eserlerle karşılaşabileceğiniz Estonya Ulusal Galerisi, hem de modern sanat bölümü mevcut. Oh, iki film birden! Tahmin edebileceğiniz üzere Pazartesi günleri kapalı olan müzeye ulaşmak için 1 ya da 3 numaraları tramvaya binip Kadriorg durağında inmeniz yeterli. Giriş ücreti 8 Euro, Tallinn Card satın almış bulunduysanız ücretsiz.
Kısa Kısa…
*Vaktiniz varsa KGB Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz ancak burayı yalnızca tura katılarak gezebilme şansınız var ve bunun için rezervasyon yapmanız gerekiyor. Öyle zor bir şey sanmayın, şuradan halledebilirsiniz.
*Bizim gibi şehir parklarına içiniz gidiyorsa, özendikçe özeniyorsanız burada sinirlerinizi biraz daha bozmak için harika bir fırsatınız var: Kadriorg Park! Kodriog Sarayı’nın etrafında yer alan ve aslında bir zamanlar sarayın bahçesi olarak yapılmış ama yapıldığı günden beri halka açık-imiş, buradan elitist tavırlar sergilemediği için saray sahibine tebriklerimizi gönderiyoruz……. Gitmişken park dahilindeki Japon bahçelerini tarafını ziyaret etmeyi de unutmayın.
*Kuzeydeki ülkelerin komple sevdiği bir turistik atraksiyon olan açık hava müzesi işi tabii ki Tallinn’de de var, çok şükür eksik kalmamışlar. Estonian Open Air Museum’a uğrayıp eski Estonya’nın günümüz canlandırması gibi bir versiyonunu gezebilirsiniz.
Tallinn ile İlgili Bir Takım İpuçları
*Estonya’nın para birimi Euro, TL’yi Euro’ya çevir, Euro’yu bilmemneye çevir falan derken ambale oluyoruz da devrelerimiz yanıyor ya hani, işte o durum burada yaşanmayacak. Matematiği ilkokul 2 seviyesinde olanlar, hep beraber bir oh çekelim.
*Yıl 2017 oldu, biz insanlık olarak bırakın Mars’ta cirit atmayı, hala internete para veriyoruz, hala internetsiz kalınca “abi adam modemin adını Fenerbahçe koyduysa şifresi azizbaskan1907 olabilir mi acaba” denemelerine bulunuyoruz falan. PES. Çok şükür Tallinn’de meydanlarda, parklarda, kafelerde ücretsiz internet ile bol bol karşılaşılıyor. Şayet operatörünüz size gurbet elde internet sağlamıyorsa en azından bu açıdan kurtardınız, alkışlar Tallinn Büyük Şehir Belediyesi’ne gidiyor.
*Tallinn’i ne zaman ziyaret edeceğiniz konusunda doğru karar vermek önemli, çünkü hava durumu olarak en iyi dönemler Temmuz ve Ağustos ayları olmasına rağmen bunu akıl eden tek zekiler biz olmadığımız için aynı zamanda yılın en turistik dönemi de bu zaman. O yüzden mümkünse gezinizi Eylül-Ekim ya da Mayıs ayına denk getirirseniz daha iyi bir fikir olabilir. Şayet Christmas Market gezmeyi seviyorsanız ona göre bir gezi planlamak da mantıklı, çünkü Tallinn’in Christmas Market’i bayağı ünlü.
*İlginç hatırlatma: Old Town sokaklarında dolaşırken kapılara dikkat etmeyi unutmayın. Evet evet, bildiğimiz evlerin kapılarından bahsediyoruz. Bu kadar güzel kapıyı bir arada görmemiştik, tam fotoğraflık!
Yazı kaynağı: https://oitheblog.com/2017/09/29/tallinn-gezi-rehberi-estonya/